İçerikte Neler Var?
Alkollü Araç Kullanma Cezası ve Ehliyet Geri Alma İtirazı Nedir? Güncel 2024
Alkollü iken araç kullanan kişilerin trafikte tespit edilmesi durumunda yaptırım olarak ehliyetine el konulur. Alkollü iken araç kullanan kişiye aynı zamanda idari para cezası da uygulanır. Karayolları Trafik Yönetmeliği kapsamında uyuşturucu madde etkisindeyken ya da alkollü biçimde araba kullanan sürücülere cezai yaptırım uygulanır.
Alkol Promil Sınırı Nedir?
Türkiye’de alkol promil sınırı, araç türüne ve sürücünün ehliyet sınıfına göre değişkenlik gösterir. Genel olarak, hususi araçlar için kan alkollü limiti 0,50 promil olarak belirlenmiştir. Bu sınırın üzerinde yakalanan sürücüler, alkollü araç kullanmakla ilgili idari para cezası ve idari işlemler uygulanır.
Toplu taşıma, ticari taşıma araçları ve yeni ehliyet sahibi sürücüler için bu sınır daha da düşüktür, genellikle 0,00-0,20 promil arasında değişir. Alkol promil sınırını aşan sürücüler için uygulanan cezalar, idari para cezalarından ehliyetin geçici olarak el konulmasına, hatta hapis cezasına kadar uzanabilir.
Alkollü Araç Kullanımında Ehliyete El Konma Süreleri Nedir?
- Trafikte alkollü araç kullanmak hem maddi olarak ceza hem de 6 ay süreyle ehliyete el konulması üzerinden gerçekleşmektedir.
- İkinci kez daha uygulanırsa bu sefer ehliyeti 2 yıl el konulur ve idari para cezası yazılır.
- Üçüncü kez yapıldığında 5 yıl süreyle ehliyete el konulmasının yanı sıra trafikten men cezası gelmektedir.
- Ayrıca psikiyatri muayenesi sonrası bu ehliyet 5 yıl sonra kişiye verilmektedir.
Alkolmetreye Üflemeyi Reddetme Cezası Nedir?
Trafikte sürücü olarak bulunan kişilerin alkol veya uyuşturucu testi kapsamında kolluk kuvvetlerinin makul direktiflerine uymaları zorunludur. Buna alkolmetre ve uyuşturucu ölçen teknik cihazlar da dahildir. Eğer trafik polisi tarafından kendisine teknik ölçüm yaptırılmak istenen kişi bu ölçümü reddederse 18.452 TL idari para cezasının yanında 2 yıl ehliyetine el konulur. Ayrıca ceza puanı 20 puan etkilenir.
Alkol Cezasına İtiraz ve Ehliyeti Geri Alma Dilekçesi Nedir?
Hususi araçlarda 0.50, diğer araçlarda ise 0.20 promilin aşılması durumlarında Karayolları Trafik Kanunu’na göre sürücülere idari para cezası yazılmaktadır. Ancak sürücülere ceza için itiraz hakkı tanınmıştır. İtiraz etmek isteyen sürücü için tutanağın veya cezanın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süreç başlatılmaktadır. Başlatılan yasal süre içerisinde itiraz başvurusu yapılmaması halinde karar kesinleşir.
İtiraz etmek sürücüye verilen 15 günlük süre içerisinde sürücü Sulh Ceza Mahkemelerine dilekçe aracılığı ile itiraz başvurusunu yapabilmektedir. İtiraz başvurusu için dilekçeyle cezanın yazıldığı yerdeki sulh cezaya başvurulması gerekmektedir. Hak kaybı yaşamamak, hukuki süreç için sizlere hukuki destek sağlamaları için alanında uzman bir avukat ile dilekçe yazmak yardım almanızı şiddetle önermekteyiz.
Sulh Ceza Mahkemelerine yazılacak olan dilekçe üzerinde tutanak için bilgiler, deliller, ispatlar, açıklamalar, cezaya itiraz sebeplerinin açıkça belirtilmesi gereklidir. İtirazını destekleyecek belgeler eklenmelidir.
Ehliyeti Geri Alma Tutanağı Nedir?
Ehliyetine el konan sürücünün bu belgesi Emniyet Müdürlüğü tarafından muhafaza edilmektedir. Ehliyetin geri alınması için iki yol bulunur. Sürenin sonlandığı durumlarda sürücü Emniyete gider ve burada ehliyeti geri alma tutanağını doldurarak belgesini geri alabilir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu TCK 179 Nedir?
TCK 179 trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu işlendiğinde uygulanacak yaptırımları kapsar. Bu kapsamda trafik güvenliğini tehlikeye sokan kişiler için ceza uygulanır. Şüphelinin 1 promil ve üzerinde alkollü olunması halinde trafik güvenliğini tehlikeye sokmuş kabul edilir.
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu işlenirken sürücünün kendi aracında ya da başka bir araçta alkollü olarak trafikte tespit edilmesi ve alkol oranının da 1 promil ve üzerinde olması gerekir. Bu durumda TCK 179 hükümleri uyarınca hareket edilir.Bu kapsamda hem idari hem de adli süreç başlamış olur. Bu suç seri muhakeme usulüne tabidir.
Alkol Ölçüm Cihazı İle Kan Tahlili Arasındaki Çelişki Nedir?
Nefes alkol testinde yalancı pozitif sonuca sebep olan bazı özel durumlar bulunmaktadır. Gargaralar, astım tedavisinde kullanılan inhaler ilaçlar, etanol içeren farmasötik preparatlar, ağız spreyleri, bazı kanser ilaçları ve homeopatik preparatların nefes alkol testini etkilediği öne sürülmüştür. tanol içermesi muhtemel şalgam, şıra, kefir gibi yiyecekler, enerji içecekleri, nefes tazeleyici tabletler ve gastroözofageal reflü hastalığının da nefes alkol testini etkileyebileceği düşünülmektedir.
Karayolları Trafik Kanununa Bağlı Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97 MAddesi ;“Teknik cihazla yapılan ölçüm sonucuna itiraz edilerek tespitin sağlık kuruluşlarında yaptırılması halinde, her iki tespit arasındaki süre, teknik cihazla ölçüm yapılmasına izin verilmemesi halinde ise kaza saati ile sağlık kuruluşunda yapılan tespit saati arasındaki süre göz önünde bulundurularak sağlık kuruluşunda yapılan tespit sonucuna ilk ölçümü yapan trafik kuruluşu tarafından her bir saat için 0,15 promil eklenmek suretiyle alkol oranı belirlenir ve çıkan sonuca göre işlem tesis edilir.” demektedir.
Alkol ölçüm cihazı neticesinde çıkan sonuç ile hastaneden alınan kan testi sonucunda uyuşmazlık meydana gelmesi halinde kan testi esas alınır. Şöyle ki;
Yargıtay 19 . Ceza Dairesi’nin 2019/33653 E. 2021/4866 K. sayılı ve 26.04.2021 tarihli kararında ; “Dosya kapsamına göre; itiraza konu trafik idarî para cezasının ve buna dayanak alkol tespit tutanağının kabahatlinin huzurunda tanzim edilmiş olduğu, yapılan alkol ölçümü sonucunda 22/04/2018 tarihinde saat 00:18 itibari ile 1,21 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, ancak kabahatlinin itirazına dayanak teşkil edilen Adli Tıp Kurumunca düzenlenen aynı tarihli ve saat 06:06’de tanzim edilen raporda ise alkol oranının 0,00 promil olarak tespit edildiğinin bildirildiği,
her iki ölçüm arasında yaklaşık 6 saat kadar fark bulunduğu ve tıbben her bir saatte kişinin kanındaki alkol oranının 0.15 promil düzeyinde azalma göstereceği nazara alındığında, kabahatlinin trafik çevirmesi yapıldığı an itibari ile 0,90 promilden fazla alkollü olmaması gerektiği, ölçümler arasında uyumsuzluk oluştuğu, bu durumda alkol ölçüm cihazının hatalı ölçüm yapmış olabileceği şeklinde kabahatli lehine şüpheli durumun söz konusu olduğu gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
22/04/2018 tarihinde saat 00:18 itibari ile emniyet görevlileri tarafından yapılan ölçümde 1,21 promil alkollü olduğunun tespit edilen muterizin, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen aynı tarihli ve saat 06:06’de tanzim edilen raporda alkol oranının 0,00 promil olarak tespit edildiğinin bildirildiği, her iki ölçüm arasında alkollü olup olmadığı noktasında şüphe oluştuğu gibi bu şüphenin de muteriz lehine yorumlanması gerekeceği anlaşılmakla;
Sonuç: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 06/12/2018 tarihli ve 2018/9494 değişik iş sayılı kararının CMK’nin 309/4-d maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, … Sivil Trafik Ekipler Amirliğince düzenlenen 22/04/2018 tarihli ve MA 28078594 sayılı trafik idarî para cezası karar tutanağı ile anılan Amirliğin aynı tarihli ve 333858 sayılı sürücü belgesinin iki yıl süre ile geri alınması tutanağı ile uygulanan idari yaptırımların kaldırılmasına, 26/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2020/895 E. 2020/2079 K. ve 26.2.2020 tarihli kararında; “ÖZET : Dosya kapsamına göre, yapılan alkol ölçümü sonucunda muterizin 09/03/2019 tarihinde saat 20:08 itibari ile 0.62 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, ancak muterizin itirazına dayanak olarak ibraz edilen Dr. E. A. Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen aynı tarihli ve saat 21:59’da tanzim edilen raporda ise kanda alkol oranının 0 olarak tespit edildiğinin bildirildiği, her iki ölçüm arasında 1 saat 51 dakika kadar fark bulunduğu ve tıbben her bir saatte kişinin kanındaki alkol oranının 0.15 promil düzeyinde azalma göstereceği nazara alındığında, kabahatlinin trafik çevirmesi yapıldığı an itibari ile kabahati oluşturacak düzeyde alkollü olmadığı açıkça anlaşıldığı gözetilmeden karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Danıştay 8. Dairesi, 12.1.2005 Tarih 2004/3669 E. 2005/96 K. Sayılı Kararında ;” alkolmetre cihazı ile yapılan ölçüme sürücünün itirazı halinde, kan örneği alınarak tetkik yapılmasını ve bunun sonucunun esas alınması gerektiğine hükmetmiştir.”
Alkolden Ehliyetin Geri Alınması E Devlette Görünür Mü?
Alkol sonucu ehliyetin geçici olarak elinden alınması durumu E-Devlet üzerinden sürücülerin kişisel bilgileri arasında görünmektedir. Alkol seviyesi yasal sınırların üzerinde olduğu için ehliyete el koyma cezası alan sürücülerin bu durumu trafik ve sürücü bilgileri ile ilgili kayıtlarında yer alır. Sürücüler E-Devlet üzerinden “Araç Sorgulama” veya “Sürücü Bilgileri Sorgulama” gibi hizmetler aracılığıyla sürücüler, ehliyet durumlarını ve trafik cezalarını kontrol edebilir.
TCK 53 Belirli Haklardan Yoksun Bırakılma Sebebi ile Ehliyete El Koyulması
Kişi hakkında mahkumiyet kararı verilmesi durumunda bazı haklardan yoksun bırakılması yönündeki yaptırımlar için TCK 53 hükümleri uyarınca hareket edilir. Belirli haklardan yoksun bırakılma yaptırımı uygulandığında sürücünün ehliyetine el konabilir.
Sürücü belgesine el konulması belirli haklardan yoksun bırakılma TCK 53 kapsamındaki yaptırımlarından yalnızca biridir. Kişi trafikte göstermesi gereken özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinde ve bu aykırı hareketinden kaynaklanan taksirli ya da kasıtlı bir suç işlemesi durumunda bu suça karşılık bir mahkumiyet kararı verilmiş ise mahkemece sürücü belgesine el konabilmektedir.
Mahkeme sürücü belgesine el koyma kararı verdiğinde bunun en az 3 ay en fazla da 3 yıl olması söz konusudur. Süre başlangıcı hesaplanırken de mahkeme kararının kesinleşmesi dikkate alınmaktadır. Ehliyete el konması için de kararın kesinleşmesinin ardından infaz edilme söz konusu olur.