Emsal Karar Nedir? Emsal Kararın Önemi Nedir?
Yargılamaya konu benzer bir uyuşmazlıkta daha önce verilmiş mahkeme kararlarına “Emsal Karar” denir. Emsal karar, hukuki bir mesele hakkında, gelecekte verilecek kararlara yol gösterecek niteliklere sahip olan mahkeme kararıdır. Bu nedenle emsal kararlar, hakimler,savcılar, avukatlar ve akademisyenler için, mevzuatın nasıl yorumlandığını göstermesi bakımından değerlidir. Emsal kararları taraflar, davaların lehlerine sonuçlanması için emsal kararları yargılamada sunarak haklılıklarını ispatlamaya çalışırlar. Bu nedenle, emsal kararlar davaların seyri açısından büyük önem taşımaktadır.
İçtihadı Birleştirme Kurul Kararı (İBKK) diğer tüm mahkeme kararlarından farklıdır. İBKK, tüm kamu kurumlarınca ve davaya bakan hakimlerce uyulması, dikkat edilmesi gereken kararlardandır. Ceza, hukuk ve idare yerel mahkemeleri, Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemeleri veya Yargıtay ve Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararlar ise tüm kamu kurumlarının veya bir davaya bakan hakimin uyması zorunlu kararlardan değildir. Ancak yol göstericidir.
Emsal Kararın Önemi Nedir?
Yüksek mahkemelerin vermiş olduğu emsal kararlar ya da içtihatlar bilindiği üzere hukukun uygulanışı açısında yargı mensuplarına ışık tutmaktadır. Bu nedenle yüksek mahkemelerin ortaya koymuş olduğu içtihatları takip edilip uygulamaya sokulmadığı takdirde telafisi mümkün olmayan zararlar ortaya çıkabilmektedir. İnsan hayatının teknoloji ve bilimsel gelişimler ile değişime uğraması sonucunda hukuk dünyasında bir takım değişikliklere uğramaktadır. Bu hukuki değişiklikler kendisini öncelike emsal kararlarda içtihatlarda göstermektedir. Emsal ve güncel kararları takip etmek her zaman hak kaybı olmaması için önem arz etmektedir.
Emsal BAM Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 31.05.2019 tarihli ve E: 2019/1441; K: 2019/1299 Sayılı Kararı;
YARGILAMAYA DEVAM OLUNARAK TARAF DELİLLERİ TOPLANIP DAVANIN ESASININ İNCELENMESİ GEREKİRKEN SON TUTANAK ASLININ SUNULMADIĞI GEREKÇESİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNİN İSABETLİ GÖRÜLMEDİĞİ
İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜ
ÖZET: Somut olayda; İlk derece mahkemesi kararında, arabuluculuk tutanağının aslını sunması hususunda davacıya verilen bir haftalık süre içinde tutanak aslının sunulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmakta ise de; esasen arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklendiği, davanın UYAP üzerinden açıldığı, arabuluculuk faaliyetine ilişkin belgelere ve son tutanağa, herkese açık ve ulaşılabilir hale getirilen UYAP sistemi üzerinden erişebilmenin mümkün bulunduğu dikkate alındığında, yargılamaya devam olunarak taraf delilleri toplanıp davanın esasının incelenmesi gerekirken, son tutanak aslının sunulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddi isabetli görülmemiştir.
HMK.’nun 353/1-a maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin önüne gelen uyuşmazlığa ilişkin ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyayı kararı veren mahkemeye göndermesine dair duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği haller kapsamında ve yukarıda açıklanan hususta ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.(7035 S. K. m. 3) (7036 S. K. m. 3) (6100 S. K. m. 353)
Emsal Yargıtay Kararı
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/27243 E. 2019/4131 K. sayılı ve 28.03.2019 tarihli kararında;“MURİSİN KULLANDIĞI TÜKETİCİ KREDİSİ BORCUNDAN DOLAYI HAYAT SİGORTASI OLMASINA RAĞMEN MİRASÇILARA MÜRACAAT EDİLMEYECEĞİ.”