Muhdesatın Aidiyeti Davası Nedir?
Muhdesatın Aidiyeti Davası, ilk olarak muhdesat ne demek, tanımı nedir açıklamak gerekmektedir; muhdesat, taşınmaz üzerinde bulunan yapı (taşınmazdan ayrı olarak mülkiyete konu olamayacak bina, ağaç veya kulübe gibi) ya da varlığın sahibi haricinde başkasına ait olmasıdır.
Her zaman arazinin sahibi ile muhdesat dediğimiz şeylerin sahibi aynı kişi olmayabilir. Kişi arazinin sahibi olmasına rağmen arazi üzerinde eski hak sahiplerini yapıları veya bitkileri olabilir. Bu yapı veya ağaçların sahiplerine muhdesat sahipleri denir. Bunlar tapuda beyanlar hanesinde gösterilir. Muhdesatın malikinin kim olduğunun tespit edilmesi için de muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılır. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası, ortaklığın giderilmesi davası ve kamulaştırma işlemi sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerine karşı açılan bir dava türüdür. Bu dava ile davacının amacı muhdesatın kendisine ait olduğunun veya kendisi tarafından yapıldığının tespit edilmesidir.
Dava Açılabilmesi İçin Gerekli Şartlar Nedir?
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılabilmesi bazı şartların sağlanmış olması gerekir. Bu şartlar genel olarak;
- Gayrimenkul bulunması: Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası ancak bir taşınmaz için açılabilir. Bu taşınmaz genellikle bir arsadır.
- Taşınmaz üzerinde taşınmazın malikinin mülkiyeti dışında yapı veya ağaçlar bulunması: Taşınmaz üzerinde taşınmazın mülkiyeti dışında başka kişilere ait yani hak sahiplerine ait yapı yani bina tesis gibi veya ağaç, bağ gibi dikili alanların bulunması halinde muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açılabilir.
- Muhdesatın sahibine ait olduğunun kabul edilmemesi: Muhdesatın muhdesat sahibine ait olduğu kabul edilirse hukuki bir sorun oluşmaz. Ancak muhdesatın sahibine ait olduğu kabul edilmezse muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılabilir.
Burada belirtmek gereken önemli bir husus ise gayrimenkul üzerinde bulunan muhdesat bakımından derdest ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılamaz.
Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Kime Karşı Açılır?
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası, muhdesatın davacıya ait olduğunu kabul etmeyen tüm tapu kayıt maliklerine karşı açılmalıdır.
Muhdesatın davacıya ait olduğunu açıkça beyan eden ortaklar veya tapu kayıt malikleri aleyhine muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılamaz. Hemen belirtelim ki; muhdesatın davacıya ait olup olmadığı konusunda açık bir beyanda bulunmayan tüm tapu kayıt maliklerine karşı bu dava açılmalıdır.
Taşınmazın üzerinde bulunan yapıya dair açılan bir dava olduğundan dava, tapu kaydındaki maliklerin tamamına karşı açılmalıdır. Maliklerden ölen var ise dava mirasçılarına yöneltilmelidir. Eğer tapu kaydındaki maliklere karşı dava açılmaz veya eksik kimseler var ise taraf teşkili sağlanmadığı yönünde karar verilecektir.
Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasına bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında yetkili mahkeme ise muhdesatın bulunduğu yerdeki mahkemedir.
Muhdesatın Aidiyeti Davası Ortaklığın Giderilmesi
Ortaklığın giderilmesi, diğer adıyla izale-i şuyu davası, tarafların taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim veya satış yoluyla giderilmesi yönünde karar verilmesini talep ettiği davadır. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası ile birlikte görülmemektedir. Ortaklığın giderilmesi davası esnasında taşınmazın maliklerinden birisi taşınmaz üzerinde muhdesat (bütünleyici parça) iddiasında bulunur ise öncelikle mahkeme diğer taşınmaz maliklerinin iddiayı kabul edip etmedikleri sorulacaktır. Eğer iddia kabul edilmiyor ve kendilerinin olduğunu iddia ediyor ise iddia eden tarafa muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açması adına süre verecektir. Dava açılması halinde, bekletici mesele yapacaktır.
Muhdesatın Aidiyeti İspat Yükü Kimdedir?
Davacı, iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Söz konusu taşınmaz üzerinde bulunan bütünleyici parçaların kendisinin olduğunu iddia eden davacı, mahkemeye sunacağı deliller ile kanıtlamalıdır. Davacı, iddiasını ispatlayamaz ise mahkeme tarafından ispatlanmadığı gerekçesiyle reddedilecektir.
Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Harç ve Yargılama Giderleri
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası nispi harca tabidir. (Nispi harç, alınacak harcın, üzerinden tahsil edileceği meblağın belli bir oranı nispetinde olması.) Davacı, muhdesatın toplam değerinden kendi payına düşen bölümünün değeri kadar nispi harç ödemelidir.
Yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri bakımından kabulüne karar verilen ve harçlandırılan değer üzerinden davacı yararına avukatlık ücret tarifesi hükümleri uyarınca avukatlık ücret takdiri gerekir. Kabul ve red oranına göre davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin de davalılardan tapu kaydındaki payları oranında alınmasına karar verilmesi gerekir. Bu açıklamaların dayanağı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesidir.
Muhdesatın Aidiyeti Davası Sonucu, Muhdesatın İntikali
Davacının iddiasına yönelik olarak mahkeme tarafından kabul etmesi halinde muhdesat sahibinin hakkı tapuya kaydedilecektir. Tapu kütüğünde beyanlar hanesine kaydedilecektir (beyanlar hanesinde bütünleyici parçaya dair detaylar belirtilmelidir), böylelikle taşınmaz malikine karşı tazminat veya alacak isteminde bulunabilecektir.
Muhdesatın Aidiyeti Dava Dilekçesinde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Dava dilekçesi, davanın en önemli belgesidir. Bu nedenle iyi bir şekilde hazırlanmalı, dava açma nedenleri, vakıalar, deliller sırayla ve açıkça bildirilmelidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na uygun olmayan ve eksik delille dava dilekçesi hazırlanması halinde davacı geri dönülmez hak ya da hukuki kayba uğrayacaktır. Kayıp yaşanmaması adına mutlaka bir avukat tarafından hazırlanmalı, davaya hazırlık hukuki bilgi ve tecrübe sahibi bir avukat tarafından gerçekleştirilmektedir.
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında hazırlanan dava dilekçesi de her durum ve davaya göre değişkenlik göstermektedir. Sabit, internette yer alan maktu dilekçeler yeterli olamayabilmekte ve hukuki kayıplara neden olabilmektedir. Her durum ve delile göre dilekçe yazımı da farklılık göstereceğinden mutlaka bir avukat aracılığıyla dilekçe düzenlenmelidir.
Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Yargıtay Kararları
Muhdesatın Aidiyetinin Tespitinde Tanık Delili
Davacı, asliye hukuk mahkemesinde ortaklığın giderilmesi davasına konu olan taşınmaz üzerinde bulunan evin kendisi tarafından yaptırıldığını, ayrıca batı kısmındaki 224 meyve ağacının da kendisi tarafından yetiştirildiğini belirterek evin ve ağaçların tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ise davacının açmış olduğu davanın kabul edilmemesini, reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulü yönünde karar verilmiştir. Davalı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay, dosya incelemesinde mahkemenin vermiş olduğu hükümde yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan verildiğini belirtmiştir.
Muhdesatın kim tarafından, hangi gelir ile, kimin adına ve hesabına, ne zaman ve ne şekilde yaptırıldığına dair detaylı hususların tespiti yapılması gerekmektedir. Tanık dinlenilmeden, bilirkişi beyanı esas alınarak hüküm tesis edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde tanık isimlerini de bildirmiştir, keşif incelemesi esnasında tanıkların davetiye ile keşif yerine çağrılarak taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmesi gerekmektedir.
Ayrıca mahkeme tarafından davaya konu olan ev ve ağaçların davacı tarafından meydana getirdiğine dair tespit yapılması gerekirken mülkiyetin davacıya ait olduğuna dair verilen karar doğru bulunmamıştır. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/10573 Esas, 2020/140 Karar)
T.C.YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2014/25215 K. 2017/2111 T. 20.2.2017
ÖZET : Dava muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır ( TMK 722, 724, 729 m.ler ). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
Muhdesatın Aidiyeti Taraf Teşkili
Davacı tarafından asliye hukuk mahkemesinde muhdesatın tespiti talebiyle dava açılmıştır. Dava dilekçesinde, ortaklığın giderilmesi davasına konu olan 124 no’lu parselde bulunan zeytin, incir, meşe ağaçlarının kendisine ait olduğunu ve yine aynı parsel içerisinde ahır ile evin kendileri yaptırdığını belirterek muhdesatların aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme tarafından davanın kabulü yönünde karar vermiş, ziraat bilirkişi ve fen bilirkişi raporunda belirtilen taşınmazlarda belirtilen ağaçların ve ahırın davacılara ait olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından mahkemenin kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, öğretide ve uygulamada muhdesatın tespitine dair davalarda, ortaklığın giderilmesi davasının yargılama esnasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirdiği açıkça kabul edilmesi dışında muhdesatın üzerinde bulunan taşınmazda paydaş olan tapu malikleri ya da mirasçıların da taraf olması gerektiğini belirtmiştir. Davaya konu olan taşınmazın eski maliklerden …’nin mirasçılık belgesine göre mirasçıların davalı olarak gösterilmediği tespit edilmiştir.
Davanın mahiyeti gereği, taraf teşkili sağlanmamış ve tapu kayıt malikleri ve mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu gözetilerek taraf teşkili sağlanması konusunda davacıya süre tanınmadığı tespit edilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararı usule ve hukuka aykırı olduğundan bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/6443 Esas, 2020/449 Karar)
YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ E. 2012/4035 K. 2012/4362 T. 7.6.2012
ÖZET : Muhdesatın aidiyetin tespitine ilişkin davalar ancak taraflar arasında görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasının varlığı ya da kamulaştırma işlemine tabi tutulan taşınmaz üzerindeki muhdesatlar hakkında görülebilir. Taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında karar verildiği anlaşıldığından davacının aidiyet tespiti davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, bir başka deyişle dava şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmelidir.
Kartaloğlu Hukuk ve Danışmanlık olarak Erzincan ve Aksaray Çevresine gayrimenkul hukuku alanında bireysel ve kurumsal danışmanlık hizmeti vermekteyiz.
“Muhdesatın Aidiyeti Davası Nedir?” üzerine bir yorum